29 Aralık 2019

Sabahattin Eyüboğlu: Çeviri, Hamlet, Shakespeare.

...Bir tatlı bela bu dilden dile söz çevirme, hele Shakespeare gibi karanlığı ışıklı, ışığı karanlık bir şairi çevirme. Okumaktan, dinlemekten çok daha zor elbet, ama daha keyifli, çok daha doyurucu. Hamlet'i de Macbeth'i de kaç kez okuduğum, sahnede gördüğüm halde ancak çevirirken ikisinin de gerçek tadına vardım. Bir söz simyacısı, bir sanat simyacısı, bir insan sarrafı bu Shakespeare. Elini değdirdiği çamur altın oluveriyor, kullandığı her söz İngilizce olmaktan çıkıyor Shakespeare'ceye dönüyor, bir başka, bir öte anlam yükleniyor.
...
Şairleri kuşa çevirmek çeviriciliğin şanındandır. Ama kuşa çevirdiğimiz şairler bizim taktığımız bücür kanatlarla da uçabiliyorlar ne hikmetse.
...
Hamlet hem ne kadar kendisi, hem ne kadar her insan, hem ne kadar belli bir çağın, hem ne kadar bütün çağların adamı. Konuştuğu dilin tadına hem yalnız İngilizcenin daniskasını bilen varabilir, hem de benim gibi az bilen. En güzel masalları hem büyüklerin, hem küçüklerin tattığı gibi.

#Sabahattin Eyüboğlu   #Hamlet (İş Bankası Yay., "Çevirenin Sözü")

Luigi Pirandello - Biri, Hiçbiri, Binlercesi / Kitap Alıntıları

Pirandello: İsim, kişilik, yaşam.


Hiçbir ismim yoktu. Bugün, dünkü ismime ait hiçbir anım olmadığı gibi, yarın da bugünkü ismime ait hiçbir anım olmayacaktı. Eğer isim bir şey ise; eğer isim, bizim dışımızda bize verilmiş tüm şeylerin bizde biçim bulduğu kavram ise; ve eğer ismin olmadığı yerde herhangi bir kavram da şekillenemiyor ve ismi olmayan nesne içimizde adeta kör, belirsiz ve tanımsız kalıyorsa; öyleyse, mahkeme salonundaki insanların karşısında taşıdığım ismim, onların gözünde sahip olduğum dış görüntümün alnına bir mezar taşı yazısı gibi kazınsın ve sonra onu rahat bıraksınlar, bir daha da hakkında kimse konuşmasın. Zira bundan ibarettir mezar taşı yazıları, bir isimden başka bir şey değildir. Ancak ölülere özgüdür. Bir yolun sonuna gelenlere. Oysa ben hayattayım ve hiçbir yolun sonunda değilim. Hayat son bulmaz. Ve isimlerle ilgilenmez hayat. Bu ağaç yeni açan yapraklarının titreyen nefesi. İşte bu ağacım ben. Bugün ağaç, bulut; yarın kitap ya da rüzgar: Okuduğum kitap, içtiğim rüzgar. Her şey dışarıda bir yerlerde, birer serseri gibi.


27 Aralık 2019

Atı Gülerken Gören Moscarda

...Ama biliyor musunuz, ben bir keresinde bir atı gülerken görmüştüm. Evet efendim, at yürürken gülüyordu. Şimdi siz bunun üzerine, gülüp gülmediğini görmek için gidip bir atın suratına bakar, sonra da bana gelip onu gülerken görmediğinizi söylersiniz. Atın suratına bakılır mı yahu? Atlar suratıyla gülmezler ki! Nereleriyle gülerler bilir misiniz, Noter Bey? Kıçlarıyla. Evet evet, sizi temin ederim ki atlar yürürken, gördükleri bazı şeylere ya da akıllarından geçen komikliklere kıçlarıyla gülerler. Eğer bir atı gülerken görmek isterseniz, kıçına bakın yeter!


Öneri Yaşayın!

En Son Eklenen

Sefillik...