02 Ekim 2020

Ferdinand, Paula ve "Toplum" !!!

... 

Trenin düdük sesleri duyuldu. Beti benzi atan Ferdinand huzursuzca irkilip çantasını almaya yeltendi. Ama Paula çantayı kaptı ve eşinin önüne dikildi. "Çantayı ver!" diye bağırdı Ferdinand. "Asla! Asla!" diye haykırdı Paula, soluk soluğa eşiyle didişirken. Etraflarında toplanmış köylüler onlara bakıp kahkaha atıyorlardı. Karı kocaya laf atıyor, tezahüratla kışkırtıyorlardı. Civarda oyun oynayan çocuklar bile koştura koştura etraflarında toplandı. Karı ve koca, yaşamları sanki bu çantayı tutmaya bağlıymış gibi canla başla boğuşuyordu.

Sarsıla sarsıla gelen trenin sesi duyuldu o sırada. Ferdinand, çekiştirdiği çantayı bıraktığı gibi arkasına bile bakmadan trene doğru koştu. Gözü dönmüş vaziyette, ayakları raylara takıla takıla trene doğru son sürat seğirtiyordu. Derken bir vagona atlayıverdi. Her taraftan kahkahalar yükseliyor, köylüler coşkuyla bağırıyorlardı: "Kaç haydi, yakalayacak bak seni!", "atla hemen vagona, yakalayacaktı az daha!" diye bağırıyorlardı avazları çıktığı kadar. Bağırtı çağırtıya karışan kahkahalar  utancına vurulan kırbaçlar gibi sırtında şaklıyordu Ferdinand'ın. Tren çok geçmeden yola koyuldu.

Paula, etrafındaki kalabalığın kahkahaları ortasında, elinde çantayla öylece kalakaldı. Gözleri, hızlanan ve ufukta kaybolan treni takip ediyordu. Pencereye çıkıp bir el bile sallamamıştı kocası. Ansızın gözleri doldu, gözyaşlarından hiçbir şey göremez oldu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

En Son Eklenen

Sefillik...